Monday, September 18, 2006

Beklenen tarihler: 01-10 EYLÜL TATİLİ

Şansımızı utandıracak şekilde 1 gün önce başlayabildi tatilimiz. Kısaca bir kronoloji geçecek olursak:

  • 01 Eylül Cuma sabahı hava daha aydınlanmadan Fethiye garajda sessiz, serin ve dinlendirici bir bekleyişden sonra Ölüdeniz. İlk gün lagoon'da yüzme ve kano keyfi.İkinci gün tekne turu, üçüncü gün Help'de öğlen yemeği ardından uçuş ve kusmuk::),Dördüncü gün ayrılış...

  • 04 Eylül Pazartesi Kaş'a varış. Güzel bir yolculuktu benim için. Şarkılar ve akdeniz sıcağı, sararmış otlar, gülen insanlar vardı etrafta...Bir köyde mola verdi araba, kınık'tı adı sanırım. Yolun karşısına, bakkala geçmedik, dolmuşun yanındaki çeşmeden su içtik. Şöförle beraber bindik arabaya sonra..

  • Kaş çok şirindi, biz kapıda heyecanla "acaba evdeler mi"? diye beklerken, bir baktık bizi içeri almış, hem de evin en güzel yerine oturtmuş. Ayağımıza terlikler, masamıza kırmızı kareli sofra örtüsü, yatağımıza mis gibi bembeyaz pamuklu çarşaflar sermiş bile..Çok iyi bir evsahibiydi Kaş...Çok yer gezmeme rağmen, kolay kolay öylesine rastlamadığım bir yerdi. Öyle bir yerki tüm sokaklarının üzeri rengarenk köy ampülleriyle dolu...:)

.... ve ardından mavi dünya geldi tabi!İlk gün Kaş'ın kayalık denizinin keyfini çıkardıktan hemen sonra bulduk okulumuzu. Cicilerimizi hep birlikte belirledik.Ertesi sabah malzemelerin ardından bizde yollandık tekneye..There it is! Ladies & Gentlemen.. Apollo.! , the dog and Hanna Hansen! :) Eğitim sonrası ilk dalışımızı bize gösterdiği güvenle 27 mt.ye yaptıran, teknik balıkkadın! ...Çok sıcak, gülümser ve güven verici..."if you feel uncomfortable, please hold my hand, then we'll be going up, together". 3 Dalış: Flying Fish, Neptün ve Besmi Adası..Me fave is Flying Fish..Kaş' a dair hatırlamaya değercek bir kaç nokta: Balkondan manzara, kaya platformlar, kaputaş, spagettici, Apollo, Mavi ve Gümüş balıkları:)))) Çok mutluydum gerçekten!

  • 08 Eylül Bodrum'a varış: İlkinin aksine dayanılmaza yakın bir yolculuk ardından Bodrum. Çok kalabalık, ama çok gerçekten. Kaş'tan sonra boğucu biraz. Sualti müzesi maalesef başka bir sefere kaldı. Tatilde belkide yapamamaktan üzüldüğümüz tek şey. Kaçakçı ve kurt burnunda ikişer dalış. Hatırlamaya değebilir: Deniz aslanı pansiyon.Hatırlamaya değer: Kafasını 5 cm. çıkarmış koca mor bir mürene doğru tam gaz inişim, Maske ve su ayrılmazı, sualtı fotografçısı ve konu mankeni arkadaşlarımız:))

Evet sevgili günlük bir yaz tatili de iyimser bir şekilde işte böyle sona erdi. Seneye aynı ekiple farklı noktalardan kaldığımız yerden devam edebilmek ümidiyle...:) Gezelim görelim Türkiye maybe even better, Dünya!

MEVSİM GEÇİŞİ

2006 Yaz nasıl geçti?Hayatımın 29.yazını, Marmara'da tüm büyük şehirlerin arasında sıkışmış, evrimini tamamlamaktan çok uzak, ne tarım ne sanayi şehri olmayı başarabilmiş, hakkında "herşeyi ile arada kalmış" cümlesini bile sarfedemeyeceğim, çünkü ne olduğu zaten çok belli olan; ama bir o kadar da yeşil ve temiz olan, karnımı doyuran, yeni insanlarla tanışmamı sağlayan, ailemden maddi destek istemeyi sonlandırmama neden olan bir yerde,etrafımda bir elin sayısını zor geçecek sayıda insanla geçirdim. Sempati duyduğum insanlar; aralarında bir dostum, bir dostum olabilir dediğim, iki arkadaşım yanımda vs..Bir dostum, bir "çok yakın" arkadaşım, iki kuzenim, bir çift mutluluk kaynağı ebeveynimden uzakta...Yaz boyunca müzik yanımdaydı ama kitaptan uzaklaştım, birşeyler yapmalı...Film fena değil, grafik izlemeyi değil, dokunmayı gösterse de, hala hatırımda onlarca aktör-aktrist, yönetmen adı, yapım yılı..:)
Sonbahar geldi dayandı, bu akşam ilk defa yağmur atıştırdı.Yeni bir yıl koştura koştura gelmeye başladı, aldığım nefesi verirken yıldönümü gecesini yaşıyor olacağım. İnsanlar genelde sabit kalsa da konular, üzüntü ve sevinç kaynağı; can sıkıcı dertler, güldüren olaylar, meraklandıran, utandıran konuşmalar, kırılan topuklar, patlayan lastikler, gidilip-gezilen şehirler, bir fincan kahvenin dumanı, bir bardak biranın köpüğü üzerinde yapılan sohbetler.. gelip geçecek, unutulacak... Unutmadığım bir tek ben olacağım...Bir de henüz 100 bandına oturmamış bu şehir ve rutubet kokusu...